Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Yunan gazetesi Ta Nea’nın sorularını yanıtladı

“`html

T24 Dış Haberler

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Türkiye ile Yunanistan arasındaki karşılıklı anlayışın artırılması, ticaretin geliştirilmesi, halklar arası ilişkilerin güçlendirilmesi ve ortak refah için çaba harcamak herkesin menfaatine olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Altun, Yunan gazete Ta Nea’nın Türkiye-Yunanistan ilişkilerine dair yönelttiği soruları yanıtladı.

İki ülke arasında iş birliği gerektiren konular hakkında bir soruya cevap veren Altun, kültürel mirasların korunmasının daha yüksek bir iş birliği ve anlayış gerektirdiğini vurguladı. Özellikle, Parthenon mermerlerinin Yunanistan’a iadesine dair Türkiye’nin desteğinin önemli bir örnek olduğunu belirtti.

Konuya ilişkin bir başka örnek olarak Ege Denizi’ni işaret eden Altun, “Yunan kamuoyunun, Ege’nin yalnızca bir Yunan gölü olmadığını ve Türkiye’nin de bu denizle uzun bir kıyısının bulunduğunu anlaması, Ege Denizi’ne dair meşru haklar ve çıkarları olduğunun farkına varması süreci olumlu yönde etkileyecektir.” dedi.

Altun, böyle bir anlayışın, Ege’deki tüm meselelerin uluslararası hukukun çerçevesinde barışçıl bir şekilde çözülmesine katkı sağlayabileceğini vurguladı.

Yunanistan’daki Türk azınlığına yönelik muameleyle ilgili de karşılıklı anlayışın önemine değinen Altun, “Türk azınlığı, Türkiye’deki Yunan azınlığının sahip olduğu özgürlüklerin bir benzerini talep etmektedir; bu da, seçilmiş dini liderlerinin tanınması ve etnik kimliklerinin herhangi bir yasal ya da idari rahatsızlık olmaksızın ifade edebilme özgürlüğüdür. Türk-Yunan Medya Forumu gibi girişimlerin, halklarımız arasındaki anlayış ve bağları güçlendirmede kritik bir rol oynayacağına inanıyorum.” şeklinde konuştu.

“İkili ilişkilerdeki diyalog ve ‘sakin sular’ görüntüsü, Yunanistan ve Türkiye hükümetleri üzerindeki iç baskılar nedeniyle zarar görebilir mi?”

Devam eden diyalog ve iş birliğinin bu grupları etkisizleştirme potansiyeline sahip olduğuna inandığını ifade eden Altun, gelecek nesillerin refahının, ikili ilişkilerin güçlendirilmesine bağlı olduğunu vurguladı. Altun, “Karşılıklı anlayışı artırmak, ticaret olanaklarını genişletmek ve halklar arasındaki bağları derinleştirmek, her iki tarafın da yararına olacaktır. Bu hedeflere odaklandığımız sürece, bu ilerlemeyi engellemeye çalışan gruplar etkisiz hale getirilecektir.” şeklinde değerlendirdi.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye’nin Kıbrıs’taki iki bölgeli ve iki toplumlu bir federasyon modeline dair BM tarafından belirlenen kriterleri kabul etmek istemesinin gerekliliği konusundaki görüşlerini aktararak, bu federasyonun temelinin, yaklaşık 60 yıl süren başarısız müzakereler sonrası Türklerin, artık geçerliliğini yitirmiş bir modelden vazgeçtiği olduğunu belirtti.

Altun, BM ve uluslararası toplumun, her iki tarafın rızasını almadan bir çözüm önerisinde ısrar etmesinin artık mümkün olmadığını hatırlattı.

Altun, “Nihayetinde, sahadaki gerçeklerin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu gerçek, Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve iki bağımsız devlettir. Tarih, bu çerçevede bir çözümün ancak başarılı olabileceğini açıkça göstermektedir. Ne Kıbrıslı Türkler ne de Türkiye, başka bir 60 yılın israfını istememektedir.” dedi.

“Yunanistan ile ilişkilerimizi derinleştirmek için sınır tanımıyoruz”

Fahrettin Altun, gelecek yıl Ankara’da gerçekleşecek 6. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’ne (YDİK) dair beklentilerini aktardığında, YDİK’in ikili ilişkilerdeki olumlu gelişmeleri hızlandırma fırsatı sunacağını ifade etti.

Bu toplantıların, her iki ülkenin neredeyse tüm bakanlıklarını ilgilendiren geniş bir konu yelpazesini kapsadığını belirten Altun, son iki yılda düzenli olarak bir araya gelen liderler ve bakanlar sayesinde mevcut ve potansiyel iş birliği alanlarının ele alınabileceğini dile getirdi.

“Türk-Yunan ilişkilerinin gelişme düzeyine ulaşmayı hedeflediğiniz çıta nedir?” sorusuna Altun, “Cevabım çok net, böyle bir çıta mevcut değil. Yunanistan ile ilişkilerimizi derinleştirme konusunda bizim için bir sınır yok.” yanıtını verdi.

“Türkiye ve Yunanistan, ortak coğrafyayı paylaşan iki komşudur”

Yunanistan ve Türkiye’nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na ortak aday göstermesine dair bir soruya Altun, şu şekilde cevap verdi:

“AGİT bünyesindeki Genel Sekreterlik ve Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi Direktörü pozisyonlarına ortak aday göstermemizin başarıyla sonuçlanması, iki önemli gerçeği ortaya koymaktadır. Birincisi, Türk-Yunan iş birliği ve dayanışması için büyük bir potansiyelin varlığıdır. İkincisi ise bu iş birliği ve çabaların uluslararası topluluk tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandığıdır. Aslında, bu son derece doğal bir durumdur. Türkiye ve Yunanistan, ortak coğrafyayı paylaşan iki komşudur. Hem Akdeniz hem de Avrupa halklarıyız. Günlük hayatımızda benzer alışkanlıklara sahibiz. Elbette belirli konularda farklılıklarımız mevcut, ancak iki ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar ve bu bölgede çıkarlarımız büyük ölçüde örtüşmektedir. İş birliği, odaklanmamızı ihtilaflarımızdan uzaklaştırarak ortak hedeflerimize yöneltir. Ekonomik ilişkilerimizi geliştirerek her iki taraf için faydalı hale getirmenin yanı sıra, iklim değişikliği, terörizm, düzensiz göçle mücadele ve ortak girişimler aracılığıyla her iki ülkenin mevcut turizm potansiyelini artırmak gibi konular üzerine iş birliğimizi genişletme imkânımız bulunmaktadır. Son olarak, AGİT’te elde ettiğimiz başarıların, uluslararası ve bölgesel örgütlerde bu alanlarda birlikte çalışma fırsatları yaratacağını da kesinlikle belirtmek gerekir.”


CERN, evreni anlamamıza neler kattı? | Prof. Dr. Sertaç Öztürk’ün anlatımıyla…


“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir