Akciğer Kanserinin Önlenmesinde Sigaranın Rolü
BURSA (İGFA) – Akciğer kanserinin, dünya genelinde en sık görülen ve ölümcül olan kanser türlerinden biri olduğu vurgulayan Nev Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya, Dünya Akciğer Kanseri Farkındalık Günü’nde önemli açıklamalarda bulundu.
Dr. Yalçınkaya, “Sigara ve akciğer kanseri arasındaki ilişki, yapılan epidemiyolojik çalışmalarla kesin bir şekilde kanıtlanmıştır. Akciğer kanserlerinin yüzde 80-90’ı sigara içenlerde görülmektedir. Sigara içenlerde akciğer kanseri gelişme riski, hiç sigara içmemiş bireylere göre 10-65 kat daha fazladır. Ayrıca pasif sigara içicilerinde de bu riskin yüzde 20 arttığı bilinmektedir” şeklinde konuştu.
“Sigara, akciğer kanserinin ana nedenlerinden biridir”
Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya, “Kanser, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve her yıl milyonlarca yeni vaka görülen bir hastalıktır” diyerek, Türkiye’nin kanser istatistiklerine de değindi. “2020 yılında Türkiye’nin nüfusu 84.339.067 olarak kaydedilirken, yıllık yeni kanser vaka sayısı 233.834 ve kansere bağlı yaşam kaybı sayısı 126.335 olarak bildirilmiştir. Bu rakamlar, 2018’e kıyasla artış göstermektedir” dedi.
Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya, “Dünyada en fazla tütün kullanımının görüldüğü ülke Çin’dir. Türkiye ise tütün kullanımı en yüksek ülkeler arasında onuncu sırada yer almaktadır. Sigaranın akciğer kanserindeki rolü, 1960’lardan itibaren açık bir şekilde aydınlatılmıştır. Sigara, akciğer kanserinin yüzde 90’ından sorumludur ancak her sigara içen bireyde mutlaka kanser gelişmeyebilir. Yapılan araştırmalar, çevresel faktörlerin yanı sıra genetik faktörlerin de kansere duyarlılıkta önemli bir rol oynadığını göstermiştir” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya, “Sigara dumanına maruz kalan dokularda çeşitli morfolojik değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler geri dönüşü olmayan bir hal aldığında kanser gelişimine yol açar. Akciğer kanserinin temel nedeni sigara içiciliğidir. Sigara dumanındaki karsinojen maddeler arasında en etkili olanları ise polisiklik hidrokarbonlar, aromatik aminler, nitrozaminler, piridin alkaloidler ve radyoaktif bileşenlerdir” dedi.
“Erken teşhis ve tedavi ile sağ kalım oranı artırılabilir”
Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi gibi tedavilerin yanı sıra İmmünoterapi ve gen terapisi gibi yeni yöntemlerin de kullanıldığı akciğer kanseri tedavisine değinen Yalçınkaya, “Akciğer kanserinin tedavisi hastalığı tamamen ortadan kaldırmayabilir ancak erken teşhis ve tedavi ile sağ kalım oranı yükseltilebilir. Bu nedenle sigarayı bırakmak, akciğer kanserinden korunmada en önemli adımlardan biridir” şeklinde uyardı.